Çok affedici olan! [286]
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Başkalarını Sık Sık Affedin Fakat; Kendinizi Ve Nefsinizi Asla!..
Bize yapılan haksızlıkları affetmeli, bundan daha da iyisi haksızlığı yapanlara iyilikle muamele etmelidir. En yüce ahlak sahibi Allah (c.c.) kendisine isyan edenleri derhal cezalandırmamakta, onlara güzel muamele etmekte, tövbe ederlerse bunu kabul edip günahlarını bağışlamaktadır. [287]
Şeytanın Vesvesesinden Kurtulur.
a) Günde 100 defa “Yâ Afüvv” ism-i şerifini okuyandan Allah razı olur, onu şeytanın vesvesesinden kurtarır.
b) Günde 100 defa “Yâ Afüvv” ism-i şerifini okumak aynı zamanda kötülüklere meylettiren nefsi durdurmaya bir iksir ve bir azîm çaredir. [288]
99 Kişi, Bir de Sen, Tamam Oldu 100
Bu hikaye Buharı ve Müslim hadislerinde sevgili Peygamberimiz tarafından bildirilen bir hikayedir.
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
“Sizden evvelki ümmetler içinde bir adan vardı. Bu adam 99 kişi öldürmüştü. Bu kadar cinayet işleyen günahkar adam kendine gelmiş, yaptıklarından pişmanlık duymuş, artık benim ahirette yatacak yerim cehennemdir diye ümidini kesmiş.” Bu adam önüne gelene soruyor.
“Acaba Allah beni affeder mi?” diye çareler arıyor. Kendisine, falan yerde bir rahip var. O senin günahlarının bir çaresini bulup söyler, sen gidip o rahibe durumu anlat, derler.
Adam gider, durumu rahibe anlatır. Rahip
“Bunun bir çaresi yoktur 99 adam öldürmüşsün. Senin yerin Cehennemdir artık. Senin için tövbe yolları yok” der. Adam bir anda kızıp o rahibi de öldürür. Bu sefer öldürdüğü adam sayısı 100 olur. Adam yine durmadan bu günahlarının çaresini arar. Nasıl tövbe etsem de Allah affeder, diye hep soruşturur. Nereye gidip sorayım, bana bir alim söyleyin ki ona gidip tövbe yollarını öğreneyim der. Sonra kendisine falan yerde bir alim var. Oraya gidip ondan sor derler. Adam gidip o alime bütün başından geçenleri anlatır.
“99 iken, şimdi 100 adam oldu öldürdüğüm, Allah benim tövbemi kabul eder mi? “ diye sorar. O alim zat;
“Evet tövben kabul olabilir. Seninle tövben arasına kimse giremez. Senin tövbenin kabulüne kimse mani olamaz. Yeter ki sen Allah 'ı memnun et. Cenabı hakkı razı et, der. Yalnız senin tövbenin kabul olması için bazı şartlar var, yaşadığın muhit çok kötü bir muhit ki, sana bu kadar günah işletmiş. Sen bu muhiti terk et. Falanca yerde bir kasaba var oraya git orada yaşa, oranın insanları çok iyidir. Onlar da Allah 'a ibadet etmekle meşguldür. Onlarla beraber Allah 'a ibadet et. Memleketine dönme, dönersen günahtan kurtulamazsın. Çünkü orası kötü bir muhittir der.
Bu nasihatları dinledikten sonra 100 adam öldüren, o kasabaya gitmek üzere yola çıkar. Hikmet-i ilahiyeye bakın ki yan yola gelir gelmez adamın eceli gelir, yolda ölür. Bir anda cenazenin başında melekler çoğalır. Rahmet melekleri bu adam
“cennetliktir” der. Azap melekleri
“cehennemliktir” der. Rahmet melekleri,
“candan tövbe etti, günahsız yaşamak için yerini yurdunu terk etti.” Dediler. Azap melekleri;
“Bu adam hiç bir iyilik işlemedi. Üstelik bu kadar da cinayetleri vardır, Cehennemliktir” dediler.
Cenab-ı Hak, insan suretinde ve yolcu kıyafetinde bir melek gönderdi. Melekler o adamı hakem yaptılar. Hakem melek;
“İki taraftaki -yani terk edip bıraktığı- kötü yerle, gitmekte olduğu iyi yeri ölçün, adam hangisine daha yakınsa oranın insanlarından sayınız,” dedi.
Rahmet melekleri ile azap melekleri mesafeyi ölçerler. Adamın gideceği yere daha yakın olduğu anlaşılır. Rahmet melekleri cenazeyi alır.
Hatta hadis-i şeriflerde, tövbe eden günahkar adam gideceği köye bir karış daha yakın bulunduğu, başka rivayette gideceği yere göğsünün yakın olduğundan rahmet melekleri aldı. Allah günahlarını bağışladı, rivayetleri vardır. [289]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder