Mülkün gerçek sahibi olan! [293]
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem, Gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövemem.
Bir kul için nimetler azdıncı değil, düşündürücü olmalıdır. Köylerde olsun, şehirlerde olsun malına güvenerek cebbarlık eden zenginlerle, Allah'ın kullarına zulüm yapan kuvvet ve yetki sahibi olanlar bu gerçeği daima gözönünde tutmalıdır. Menfaatleri bunu gerektirir. Ayrıca şahsımıza verilen akıl, el, ayaak, dil gibi güzel nimetleri, güzel huylar ve iyi sıfatlarla süsleyerek kullanmalıyız. [294]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Bir Acayip Zenginlik Formülü
a) “Yâ Mâlikül Mülk” ism-i şerifini günde 100 defa okuyanın kalbi üzüntü, sıkınü ve yaramaz fikirlerden arınır, helal mal ile zenginliğe kavuşur.
b) Günde 100 defa “Yâ Mâlikül Mülk, Yâ Zülcelâli ve'l ikram” ism-i şeriflerini okuyan zengin olur. [295]
Fizik Ötesi Perdeler Ve Kafdağının Ardındaki Gerçekler...
Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri iken partisinden de istifa ederek, Müslümanlığı seçen ve İslâm'ın sanat, kültür ve fikir anlayışına har zaman büyük saygı duyan yazar Roger Graudy de, bir tasavvuf düşünürünün söylediklerini, son yazdığı kitabının satırları arasına hayrınlıklı yerleştiriyor.
“Kainat, gerçeğin dış ve görünen yüzüdür. Gerçek ise, kainatın iç ve görünmeyen yüzüdür.”
İslamın ünlü isimlerinden Gazali de bu konuda şöyle konuşuyor:
“Cevizin kabuğunu kırıp içine giremeyen, cevizi sadece kabuk zanneder.”
İşte gerçeğin görünen yüzü olan evrenin; görünmeyen iç yüzünün gerçeğine girerken, fiziğin sınırları bitiyor ve metafiziğin, fizik ötesindeki ufukları peş peşe perdelerle açılıyor.
Yine 13. asırda yaşamış tasavvufun ünlü isimlerinden Feridüddin-i Attar, “Mantık-al-tayr” adlı eserinde mutlak gerçeği nefis bir hikayeyle şöyle yorumluyor.
“Milyonlarca kuş, kendilerine bir padişah seçmek ister ve kafdağının ardında oturan Anka Kuşu Simurg'u uygun görürler. Kafdağında Simurg'u bulmak, ona erişmek ve onun önünde aşkla kapanmak arzusu ile hep birlikte yola çıkarlar. Kafdağının ardına ulaşmak çok zordur. Daha yolun başında kuşların pek çoğu ölür... Uzun, zahmetli, güçlük ve tehlikelerle dolu yolları aşarken çok sayıda kuş, zorluklara dayanamayıp hayatını kaybeder. Sonunda milyonlarca kuştan 30 kuş ancak geriye kalır. Onlar da bitkinlikten can çekişme halinde, çırpına çırpına Kafdağı’nın ardındaki Simurg'e ulaşır ve ona kavuşurlar. Fakat bir de bakarlar ki Simurg kendilerinden başka bir şey değilmiş.”[296]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder